11 Ocak 2014 Cumartesi

Kanguru Nedir

kanguru-nedir
Kanguru Nedir
Memeli hayvanlardan, Avustralya ile çevresindeki bazı adalarda yaşayan bir hayvan. Arka ayakları çok uzun ve kuvvetli, kuyruğu çok kalın ve sağlam, ön ayakları çok küçüktür. başı ve kulakları tavşanınkileri ne benzer. Üç metre kadar yükseğe sıçrayabilir. Koşması daima sıçramak suretiyledir. tavşan büyüklüğünde bulunduğu gibi, iki metre boyunda, 70-75 kiloağırlığında olanları da vardır. Kangurunun, kendine has özelliklerinden birisi de dişilerinin karnında yavrularını taşıyacak birer cepleri bulunmasıdır. Tehlikeli zamanlarda yavrularını bu cebe yerleştirip kaçabilirler. Ot ve kökler yiyerek yaşamasını sağlar.
Yaşam şekli
Kangurugiller birbirinden farklı tabitatlarda yaşar Çalılık bölgelerde yaşayanlar, dağlık bölgelerde yaşayanlar ve hattaağaçlarda yaşayanları vardır. Genelde gece aktif olurlar, ancak bazı zamanlarda gündüzleri de rastlanabilirler. Çoğu türler belli bir sosyal yapısı olmayan gruplar içerisinde yaşar.
Kangurular gereken hıza göre iki farklı ilerleme yöntemi uygular Yüksek süratte arka bacakları ile hoplayarak ilerlerler. Kuyrukhavada kalır ve dengeyi sağlamak için kullanılır. Bu şekilde 50km/ saat hıza ulaşabilirler. dev kangurular her hoplayışlarında 3 m atlayabilir. Yavaş ilerlerken tüm dört ayaklarını ve kuyruklarını kullanırlar.
Ağaç kanguruları hoplamaz ama çok iyi tırmanır. Kısa kuyruklu Quokka’lar ve Filander daima dört ayak üzerinde gider.
kanguruların nesilleri ne yazik ki tükenmiştir kıtalarda, doğada çift toynaklıların doldurduğu yeri Avustralya’da kangurugiller doldurur. Hatta sindirim sistemleri bile onlarınki gibi, özel mikroorganizmaların yardımı ile zor sindirilen bitkileri, bölünmüşmide odalarında sindirmeye yönelik gelişmiştir. Hatta bazen geviş getirirler. Bu iyi gelişmiş sindirim sistemi verimsiz bölgelerde de yaşayabilmelerini sağlar.)
Üreme
Dişi kanguruların, içinde dört memeleri olan iyi gelişmiş bir keseleri vardır. Dişi sadece tek bir yavru doğurur (çok nadir 2). Bütün keselilerde olduğu gibi kangurugillerde de gebelik kısa sürer (20 ila 40 gün) ve yavrular henüz fazla gelişmemiş şekilde doğar. Yavru doğumda ancak 2 cm büyüklükte ve 1 gram ağırlıkta olur. Yavru kendi kendine kesenin içine tırmanır, birmemeye asılır ve memeyi 2 – 3 ay boyunca ağzından bırakmaz. Yaklaşık 6 ay sonra ilk kez keseden dışarı çıkar. 8 aylık olunca artık keseye sığmıyacak kadar büyümüş olur. Bundan sonra süt emebilmek için artık kafasını kesenin içine sokması gerekir, çünkü kanguru yavruları 1 yaşına varana kadar süt ile beslenir.

Çita (Sanskritçede benekli anlamına gelen Çitraka sözcüğünden gelir) (Acinonyx jubatus) 

Kedigiller ailesinin ilginç bir üyesi olup,aslanlar gibi sürü halinde veya saklanarak avlanmak yerine, yüksek hızının avantajını kullanarak avlanan bir hayvandır. Kısa mesafede (460 metreye kadar) 100 km/saatlik bir hızı tutturabildiği gibi, sıfırdan 100 km/saat hıza sadece 3,5 saniyede erişebilmektedir. 


Vücudu benekli olup başı küçüktür.Gözlerinin altından ağzına ve çenesine inen siyah çizgiler bulunur. En önemli özelliği de dünyanın en hızlı koşan memelisi olmasıdır.
Dişi çitalar yirmi ilâ yirmi dört aylıkken ergenliğe erişirler. Öte yandan erkek çitalar bu sürece on iki aylıkken ulaşırlar. Buna karşılık cinsel birleşme üç yaşından evvel nadiren gerçekleşir.


Çita yavrularında ölüm oranı yüzde 90'dır. Genellikle sırtlan ve kartalların saldırılarına kurban giderler. Yavrular genellikle 13-20 aylıkken annelerinden ayrılırlar. Çitalar 20 yıldan daha uzun süre yaşayabilirlerse de çoğu zaman ilerleyen yaşla birlikte azalan süratleri dolayısıyla daha kısa yaşarlar.


Çitanın avlanma sırasındaki koşusu genellikle bir dakikadan daha kısa sürer. Zira koşu sırasında vücut ısısı ölümcül derecede yükselir.

Av 
girişimlerinin yalnızca yarısında başarılı olur.


Gergedan nedir?

Gergedangiller familyasından, ağır ve hantal gövdeli, burun kemiğinin üstünde ve derisine yapışık bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili otçul memeli türlerinin genel adı. At ve tapir gibi tek parmaklılar (Perissodactyla) takımındandır. Ayakları üçer parmaklı ve toynaklıdır. Geviş getirmez. Filden sonra en iri ve en cesur hayvandırgergedan
Sinir krizi tuttuğu zaman önüne gelen her canlıya saldırır. Fil ve aslanlar bundan uzaklaşmayı tercih ederler. İri gövdesiyle 50 kilometrelik bir hızla koşabilir. Ürkütülmedikçe insana saldırmaz. Kırmızı renge düşman olduğundan, bir insan üstünde kırmızı elbise görürse o zaman üzerine hırsla hücum eder. Gündüzleri dinlenerek, sabahın erken saatlerinde ve gece dolaşarak beslenir. Tek tek veya küçük aile grupları halinde dolaşır. Boynuzları deri tarafından üretilen kıl kitlesinin iyice sıkışıp katılaşmasından meydana gelir. Boynuz altındaki alın kemiği oldukça kalın ve kuvvetlidir. Tos darbelerinin basıncına dayanır. Boynuz kırıldığında yenisi sürer.
Gergedanda ter bezleri bulunmaz. Sulak yerlerde yatarak serinler. Gergedanın rengi kirli siyahtır. Afrika’nın beyaz gergedanı gri duman rengindedir, mehtaplı gecelerde beyaz görünür. Gergedanın derisi kuru, gayet sert ve kalındır.Yerliler, bundan dayanıklı kalkanlar yaparlar. Kuyruklarının ucunda ipek gibi parlak ve sert kıllar bulunur. Sumatra gergedanından başka hepsinin derisi kılsızdır. Cildi son derece sert olduğundan, en keskin kılıç ancak birkaç defada kesebilir. Bilhassa omuz ve kalça bölgelerinde geniş kıvrımlar yapan deri kısımlarının kalınlığı 5 santimetreyi bulur. Afrika’nın ak ve kara gergedanları ile Sumatra gergadanının iki, Hint ve Endonezya gergedanlarının birer boynuzu vardır. Afrika gergedanlarının çift boynuzlarının uzunluğu 1-1,5 metreyi bulur. Ön boynuz arkadakinden uzundur. Beyaz ve siyah Afrika gergedanları dudak şekliyle de ayrılık gösterirler. Beyaz Gergedan çayır yiyicisidir. Geniş dudaklarıyla ot kümesini rahatça yerden sökerek yer. Afrika kara gergedanı, ağaç ve çalılıkların filiz halindeki dal ve yapraklarıyla beslenir. Uzayıp incelen üst dudağıyla taze sürgünleri kavrayıp, ön dişleriyle keserek yer. Nemli ormanlık alanlarda yaşayan Endonezya ve Sumatra Gergedanları da fidanların yaprak ve filizlerine düşkündür.
Hint gergedanı su kenarlarında yaşayıp, çamur banyosu yapmayı sever. Genellikle geceleri dolaşarak genç ağaç yapraklarını yer. Kalın zırhlı derisi eklemli ve yer yer yumruludur. Tek olan boynuzu küt olup, 30 cm kadardır. Nadir olarak 60 cm olanları da vardır. Hindistan gergedanının boynuzu gayet makbul olup, bundan kılıç kabzası, tas ve fincan yapılır. Gergedanın koku alma ve işitme duyusu kuvvetli olmasına rağmen, gözleri ileriyi iyi göremez. Gergedanın en büyük düşmanı, insanlardan sonra sinek ve kene gibi deri parazitleridir. Bunlar deri kıvrımları arasına yerleşerek etleri arasına kadar sokularak hayvanı huzursuz ederler. Bunlardan kurtulmak için bataklıklara yatar, vücudunu çamura bulayarak buraları tıkar ve böcekleri boğar. Ayrıca derilerindeki kene gibi parazitleri yemek için sırtlarına konan kuşlara tepki göstermez. Gergedanlarla ortak yaşayan bu kuşlar bir tehlike karşısında çığlıklarıyla gergedanı uyarırlar.
Dişi gergedanın gebelik süresi 13-18 aydır. Genellikle tek yavru doğurur. Yavrusunu iki yıl emzirir. Yavru 3-5 yılda erginleşir. Yavruyken yakalanarak hayvanat bahçelerinde evcilleştirilebilir. 50 yıl kadar yaşayanları vardır.
Gergedanlar boynuz ve birçok organlarının tıbbi öneminden dolayı bir katliam şeklinde avlanarak tüketilmektedirler. Asya ülkeleri insanlarının birçoğu gergedan boynuzunun, idrar bölgesindeki hormonları çalıştırdığına ve cüzzama iyi geldiğine inanırlar. 1978’de Japonya, 750 kilo gergedan boynuzu ithal etti. Bundan yılan sokmasından kansere kadar çeşitli ilaçlar elde ettiler. Derisi, azı dişi ile öğütülüp su ile karıştırılarak ateş düşürmede kullanılır. Sumatra’da bütün bir boynuz, bazen yeni bir Amerikan arabası ile değiştirilmektedir. Köylüler her sabah Delhi Hayvanat Bahçesinde, birkaç damla gergedan idrarı için şişelerle sıraya girerler. Gergedan idrarı içtikleri taktirde, gençliklerinin korunacağına inanırlar.

Sözlükte "gergedan" ne demek?

1. Gergedangillerden, sıcak ülkelerde yaşayan, burnunun üstünde bir ya da iki boynuzu bulunan, kalın derili bir hayvan (rhinoceros).

Gergedan kelimesinin ingilizcesi

n. rhino, rhinoceros
Köken: Farsça


Kaynak: http://gergedan.nedir.com/#ixzz2q5xpGN2F



10 Ocak 2014 Cuma

KEDİ

kedi cok nankör bir hayvandır kediler yemeği nerde görürse oraya giderler

kediler bi yemeğini görünce başka bir kedi gelirse ama birisi erkek birisi dişi olması lazım

kavga ederler ve birisi bi parcasını alır birisi kovar oda genellikle erkek olur

ama eğer dişinin yavrusu olursa erkeği yener kediler genellikle sevilmekten cok hoşlanır

KEDİLERİN NANKÖRLÜKLERİ


KEDİLER YAVRULARINI NASIL KORURLAR

kediler ilk önce geriye çekilip belini kaldirıp ağzını acıp garip ses çıkarır kediler yavrularını

şöyle yemek verirler yemeği verip kendileri artan yemekleri yer

kediler nankördür

Puma

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Vikipedi:Taksokutu
Puma
Korunma durumu: Asgari endişe (LC)
Puma face.jpg
Bilimsel sınıflandırma
Alem:Animalia (Hayvanlar)
Şube:Chordata (Kordalılar)
Sınıf:Mammalia (Memeliler)
Takım:Carnivora (Etçiller)
Alt takım:Feliformia (Kedimsiler)
Familya:Felidae (Kedigiller)
Alt familya:Felinae (Küçük kediler)
Cins:Puma
Tür:P. concolor
Binominal adı
Puma concolor
Linnaeus, 1771
Diğer adları
Dağ aslanı
Cougar range map 2010.png
Alt türleri
Metne bakınız.
Sinonimler
Felis concolor
Dış bağlantılar
Commons-logo.svg Wikimedia Commons'ta Puma ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
Wikispecies-logo.svg Wikispecies'te Puma ile ilgili detaylı taksonomi bilgileri bulunur.
Puma (Puma concolor), Kuzey ve Güney Amerika'da yaşayan, kedigiller (Felidae) familyasından yırtıcı bir hayvan türüdür. Bu büyük ve yalnız dolaşan kedi kuzeyde Kanada'nın Yukon bölgesinden güneyde And Dağları'nın güneyine kadar oldukça geniş bir alanda yaşar.[1] Bulunduğu çevreye uyum sağlayabilen puma Amerika kıtasındaki belli başlı her habitatta yer alır. Aşırı avlanma ve doğal yaşam alanlarındaki insan yerleşmeleri sonucu tarihi olarak bulundukları bölgelerde sayıları azalmıştır.[1] Ancak bazı alanlarda son zamanlarda yapılan koruma çalışmaları ile popülasyonlarının arttığına rastlanmıştır.
Çok geniş bir alana yayılan puma değişik habitatlarda çok çeşitli renklerde ve cüssededir. Amerika kıtasında jaguardan sonra ikinci en büyük kedi olan puma, kaplanaslan ve jaguardan sonra dünyanın en büyük dördüncü kedisidir.[2] Leopardan daha da büyük olsa bile puma kükreyemediği için büyük kediler arasında sayılmaz ve Panthera cinsi içinde değil de Puma cinsi içinde sınıflandırılır.[3]
Hem pusu hem de takip avını yapabilen pumanın avları da oldukça çeşitlidir. Ana besini geyikdir fakat aynı zamanda faretavşan, evcil kedi veköpekalpaka, sürü hayvanlarını da avlar.[4] Sürekli olarak saklanan bir kedi olan puma insanlardan uzak durur fakat çok nadir de olsa insanlara saldırdığı görülmüştür.[5]

Karınca

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Vikipedi:Taksokutu
Karınca
Meat eater ant feeding on honey.jpg
Bilimsel sınıflandırma
Alem:Animalia (Hayvanlar)
Şube:Arthropoda
(Eklem bacaklılar)
Alt şube:Hexapoda
Sınıf:Insecta
Takım:Hymenoptera
(Zar kanatlılar)
Alt takım:Apocrita
Üst familya:Vespoidea
Familya:Formicidae
Latreille, 1809
Alt familyalar
Metne bakınız.
Dış bağlantılar
Commons-logo.svg Wikimedia Commons'ta Karınca ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
Wikispecies-logo.svg Wikispecies'te Karınca ile ilgili detaylı taksonomi bilgileri bulunur.
Karınca, karıncalar (Formicidaefamilyasını oluşturan, yaban arıları ve arılarla birlikte zar kanatlılar (Hymenoptera) takımında yer alan, sosyal yaşam gösteren böceklere verilen ortak addır. Karıncalar, Kretase Dönemi'nin ortalarında, 110 ile 130 milyon yıl önce yaban arısına benzeyen hayvanlardan türemiş ve çiçekli bitkilerin ortaya çıkışından sonra çeşitlenmiştir. Günümüzde 12.000'den fazla türü sınıflandırılmıştır ve yaklaşık 14.000 civarında türü olduğu sanılmaktadır.[1][2] Dirsekli antenleri ve ince bellerini oluşturan düğümsü yapıları ile kolaylıkla tanınırlar.
Karıncalar, boyutları küçük doğal boşluklarda yaşayan birkaç düzine avcı bireyden, çok büyük bölgeleri kaplayan ve sayıları milyonlarca bireyi içeren oldukça yüksek oranda organize kolonilere kadar oluşan topluluklar içinde yaşarlar. Büyük koloniler çoğunlukla "işçi" ve "asker" sınıflarını oluşturan kısır dişilerden oluşur. Bu kolonilerde aynı zamanda verimli erkekler ile bir ya da daha fazla ve "kraliçe" adı verilen verimli dişiler de bulunur. Bu koloniler bazen "süperorganizmalar" olarak tanımlanır çünkü karıncalar tek bir vücut hâlinde koloniyi desteklemek için bir arada çalışırlar.[3]
Karıncalar Dünya üzerinde hemen hemen her kara parçasında bulunur. Kendine özgü karınca türleri bulunan ender yerler Antarktika ile birlikte bazı uzak ve yaşama uygun olmayan adalardır. Karıncalar ekosistemlerin çoğunda yaşayabilir ve kara hayvanları biyokütlesinin yaklaşık %15 ile %25'ini oluştururlar.[4] Bu başarıları sosyal örgütlenmelerine, yaşam alanlarını değiştirebilmelerine, kaynaklardan yararlanmalarına ve kendilerini savunmalarına bağlanmıştır. Diğer türlerle birlikte geçirdikleri uzun evrim sürecinde, benzerlik, ortakçılık, asalaklık ve karşılıklılık içeren türler arası ilişkiler geliştirmişlerdir.[5]
Karınca topluluklarında iş bölümü, bireyler arası iletişim ve karmaşık problemlerin çözümüne rastlanır.[kaynak belirtilmeli] İnsan toplulukları ile olan bu paralellikler, birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur.
Birçok insan kültüründe karıncalar, mutfakta, ilaçlarda ve ayinlerde kullanılır. Bazı türler biyolojik zararlı kontrolünde önemli rol alır.[kaynak belirtilmeli] Ancak kaynaklardan yararlanma özellikleri, karıncaları insanlarla çatışma içine sokar çünkü tarımsal ürünlere zarar verebilir ve binaları işgal edebilirler. Kırmızı ateş karıncaları (Solenopsis invicta) gibi bazı türleri, kazara sokuldukları yeni bölgelerde kendilerine bir yer edinebildikleri için yayılmacı türler olarak görülürler.[kaynak belirtilmeli]


 
Ses eklenmemiş || Video eklenmemiş
Yaşam Alanları
Biyolojik Bilgiler
 
Değer girilmemişDeğer girilmemiş 

Editör bilgileri
Memeli TürüSusamuru
Tür Yetkilisimehmetunlu
Tür Hakkında ilk derleme03.06.2009 12:03
En son güncellemeyi yapanTirvana
Son güncelleme14.10.2013 00:45
Güncellenme sayısı6
En İyiler
Susamuru
Fotograf Türü Aksiyon
16.02.2012 20:32
Susamuru
Fotograf Türü Av
04.02.2010 19:22
Susamuru
Fotograf Türü Beslenme
24.02.2012 17:41
fullHD
Susamuru
Fotograf Türü Sabit
10.12.2011 16:20
 
Tanımı
Avrupa Susamuru Avrupa Mustalide’lerinin en irilerilerinden biridir.
Sağlıklı ergin bir birey 120 cm.uzunluk ve 10 kg.lık bir ağırlığa sahip olabilir.
Arka kısmının ön kısmından daha yüksek bir duruş göstermesi, yani kambur görünümü, karakteristiktir ve karadaki yürüyüşü sırasında düzleşen kafasını aşağıya doğru indirerek yürür.
Uzun bıyıkları karakteristiktir ve çok hassas duyargalardır. Çok küçük titreşimleri hissedebildiğinden balık avlamada ,yön bulmada çok işe yararlar.
Dişinin 9 haftalık bir gebelik süresi vardır.Dişi, yavrularını doğurmak için kendisine en uygun korunaklı yuvayı tercih eder .Doğumunun yaklaşan günlerinde yuvasına bolca yataklık malzeme taşır.

Ana su samuru bir batında ortalama 40 ar gramlık iki yada üç yavru doğurur.
Yavrular doğduklarında grimsi kürkle kaplı ve en fazla 12 cm.boyundadırlar.
Doğum sonrasında tüm zamanlarını uyuyarak ve süt emerek geçiriler.
Yavru susamurları çok yavaş gelişir.
Gözleri 5 hafta içinde açılır.
7 haftadan önce koşmaya yada katı besin almaya başlayamazlar ve çok savunmasızdırlar.
Ancak 7 haftadan sonra yuva dışına çıkıp tuvaletlerini yapabilirler.10 haftalıktan önce yuvayı terketme girişimde bulunamazlar çünkü genellikle 14 haftalık olduklarında sütten kesilirler.
Su samurları doğuştan “yüzücü” değillerdir.Yavru su samurlarının kabarık kürkleri yüzmelerini güçleştirir.Yavrular su kıyında bulunurlarken genellikle anneleri tarafından suya çekilerek zorla yüzdürülürler.5 aylık olduklarında kendi yiyeceklerini kendileri avlamaya başlarlar.Her ne kadar kendi yiyeceklerini yakalayabilirlerse de, annelerine en az 1 yıl boyunca gereksinim duyarlar.Bu süreç içinde Erkek susamurunun onların gelişimine çok az bir katkısı olur yada olmaz , ama yuvayı periyodik olarak ziyaret etmeye devam eder.
Genç Susamurları belli bir süre sonra yuvayı daha sık terketmeye , kendi hükümranlık alanlarını tesbit etmek üzere gezilere çıkmaya başlarlar.Kendi başlarına beslenme ve hükümranlık alanları bulmak üzere çıktıkları bu geziler onlar için çok tehlikelidir...
Su samurunun çiftleşmesi 17-20 aydan sonradır.Erkek birey çiftleşmek için uygun dişiyi aramaya başlar.Buluştuklarında birbirlerini kovalarlar, kaçarlar, suya girerler ,birlikte yüzerler ,oynaşırlar ve daha sonra da çiftleşirler.
Erkek birey dişisiyle bir hafta kadar beraber olur, daha sonra bağımsız yaşamının gereği olarak , yuvadan ayrılır.Yaban hayatında yaşamın sürdürülebilmesi kolay değildir.Bir karnivor ve su samuru için 4 yaşına kadar gelebilmek büyük bir şanstır.
Her ne kadar 8-12 yaşına kadar yaşabilen su samurlarına rastlanmaktaysa da , bunların yaban hayatındaki oranı sadece % 1 yada 2 dir.
Habitatı
Yaşadığı yerler: Avrasya ve Kuzey Afrika'da ağaçlı su kenarlarında.
Yayılışı ve Yerel Adlar
Yaşadığı yerler: Avrasya ve Kuzey Afrika'da ağaçlı su kenarlarında.

Beslenme bilgisi bulunamadı

Biyoloji bilgisi bulunamadı

Göç bilgisi bulunamadı

Popülasyon bilgisi bulunamadı
Davranışları
Gerçek bir su hayvanıdır. Suda yavrular, suda uyur ve suda beslenir. Karaya seyrek çıkar. Kıymetli kürkü koyu boz renktedir. Çoğunlukla deniz kestanesi, midye, istiridye, mürekkepbalığı ve salyangozlarla beslenir. Rahatça 30 metre derine dalar. Suyun yüzüne çıkınca sırtüstü yatarak avını midesinin üstüne koyar. Göğsüne yerleştirdiği yassı bir taşa vurarak kabuklarını kırar.

Yerel adlar bilgisi bulunamadı.

Ses-Ötüş bilgisi bulunamadı.
Kaynaklar
www.akyaka.org/otter/index.htm